
İskitler kim: İskitlerin
ilk yurtları Altay dağları, Tanrı dağları ve Yenisey ırmağının yukarı kesimleri
olduğu anlaşılmaktadır. Orta Asya bozkırlarından sivrilip çıkan İskitler
etrafına o zaman ki tüm göçebe kavimleri toplayarak geniş bir alana hakimiyet
kurmuştur. İlk dönem tarihleri bilinmezlikler içinde olup, akademik çevrelerce
hala daha Pers ya da Türk olduğu tartışılır, İskitlerin ilk defa At ‘ı
evcilleştirmesi, çok iyi Ok ve Yay kullanmaları, göçebe taktiklerinin ilk
uygulayıcısı olmaları, Demiri ilk işleyen kavim olmalarından ötürü Türk
olabilme ihtimalleri daha kuvvetlidir ancak konuştukları dilin ve inançlarında
Pers etkisi olması son dönemde yapılan DNA analizlerinin Perslere daha yakın
olması da Pers asıllı bir kavim olduklarını iddia edenlerin kanıtıdır. Türk
Tarihinde ilk kurulan Türk devletinin Büyük Hun İmparatorluğu olduğu genel
görüş olarak kabul edilse de ilk dönem Türk tarihi yazılı olmadığı için bilinmezlik
içinde bırakılmıştır ancak bize Tarih öğretir ki Kavimler Uluslar birdenbire
ortaya çıkıp devlet kuramazlar, devlet kurmak ulusların geçmişteki bilgi
birikimiyle olur özellikle Büyük Hun İmparatorluğu gibi bir devletten ve Türk
milletinden bahsediyorsak mutlaka Tarihin karanlık sayfalarında unutulmuş bir
ön-Türk tarihi mevcuttur.
 |
İskit Atlısı |
M.Ö. 8. Yüzyılda İskitler bulundukları
bölgelerden yayılarak tüm bozkıra hükmetmeye başladılar ve Pontus Bozkırında (
Kuzey Karadeniz ve Kafkasya’yı içine alan geniş bölge) yaşayan Kimmerleri bir
dizi savaş sonucunca bölgeden sürdüler. İlk defa Asur kayıtlarında adı geçen
İskit hükümdarı Aspaka ( At anlamına gelen “Aspa” kelimesinden türetilmiş bir
iskit adının Akadça dilindeki halidir) dır. Aspaka emrindeki göçebe ordusuyla
Asurlarla müttefik olup Anadoluya kaçan Kimmerlere saldırmış, M.Ö. 678 yılında
yapılan savaşta öldürülmüştür. Sonrasında Asur kaynaklarından bilindiği
kadarıyla Bartatua ve Madyes İskit hükümdarı olmuştur. Madyes İskitlerin başına
geçtiğinde Anadoluda ve Mezopotamya da kargaşa hakkimdi, Madyes önce Asurluları
hakimiyeti altına aldı sonra Asurlularla birlikte Kimmerlerin son kalıntılarını
Anadolu’dan temizledi bu seferde Traklar Anadolu’ya girince Traklar ve
Müttefiki Frigleri mağlup etti M.Ö. 626 yılında Med Kralı düzenledği bir
ziyafette İskit kralı ve soylularını katletti. İskitler bir dönem Mezopotamya
ya karışmasalar da 30 sene sonra tekrar gelip Mezopotamya ya hükmedip Filistin
bölgesine yağmaladılar. Ahamenişlerin Mezopotamya ya hakim olmasıyla bölgeden
atıldılar.
 |
Tomris |
Çeşitli kaynaklarda Massaget kraliçesi olarak geçse de dönemin
kayıtlarında Sakaların Kraliçesi olarak geçen Tomris hatun, Ahameniş İmparatoru
Büyük Kiros’u öldürmüştür. Daha sonraları Kiros’un soyundan gelen Büyük Dairus
da İskitlere saldırmış ancak mağlup edilmiştir bu iki savaşta efsanelere konu
olmuştur. İleriki dönemler de İskitler bozkırdaki birliği tutamamışlar
dağılmışlardır. Karadenzin Kuzeyinde Asil İskit soylularının yönettiği İskit
devleti Sarmatların bölgeye gelişiyle yıkılarak tarihe karışmışlardır. Sonraki
dönemlerde İskitler kendilerini paralı askerler olarak gösterseler de M.Ö. 2.
Yüzyıla gelindiğinde İskitler Anadolu’da ve Pontus bozkırındaki diğer kavimlere
karışarak asimile olmuşlardır.
Ulu Kağan: Gerçekte kim
olduğu bilinmeyen ama efsanelerde Afrasiyab ya da Alp Er Tunga olarak geçen
Turan İmparatorluğunun hükümdarıdır. İskitlerin Hükümdarı olduğu düşünülür.
M.Ö. 7. Ya da 6. Yüzyılda yaşamıştır, günümüze Alp Er Tunga‘nın Türklere ait
destanı günümüze ulaşmamakla birlikte Hunlar, Göktürkler, Uygurlar,
Karahanlılar ve Selçuklular soylarını Alp Er Tunga’ya dayandırmışlardır. Göktürkler
döneminde dikilen Bilge Kağan ve Kül Tigin anıtlarında adı geçen Alp Er Tunga,
İran kaynaklarında Firdevsi’nin Şehname adlı eserinde Afrasyab ya da Efrasiyab
olarak geçer. Divan-ı Lügati’t-Türk’te de Şehnamedeki Afrasyab’ın İskitlerin
Hükümdarı Alp Er Tunga olduğu belirtilmiştir.
Kutadgu Bilig’de ise;
Türk beyleri arasında adı
meşhur ve ikbali ayan beyan ortada olanı Tunga Alp Er idi.
O yüksek bilgiye ve çok
faziletlere sahip idi; bilgili, anlayışlı ve halkın seçkini idi.
Ne seçkin, ne yüksek, ne
bilgili adam idi, zaten alemde ferasetli insan bu dünyaya hakim olurdu.
İranlılar ona Efrasiyab
derler: Bu Efrasiyab akınlar salıp ülkeler fethedermiş.
Dünyaya hakim olmak ve onu
idare etmek için pek çok fazilet, akıl ve bilgi lazımdır.
İranlılar bunu kitaba
geçirmişlerdir, kitapta olmasa idi onu kim tanırdı?
Şeklinde geçer.
Şehname
de yazana göre Alp Er Tunga; Dedesinin intikamını almak için babasını ikna eder
ve İran’a savaş açar, yapılan savaşta Turanlılar ( Şehname de Alp Er Tunga'nın milletine "Turanlılar" denilmiştir) galip gelir, İran hükümdarı
Dehistan’a kaçıp oradaki kaleye sığınır, Kabil ülkesi hükümdarı olan Zal’ den
yardım ister, Zal’ ordusuyla gelir Dehistan’da yapılan savaşı Efrasiyab kazanınca Rey’e giderek İran tahtına oturur. İran tahtında bir
Türk’ün oturduğunu öğrenen Zev tahtı almak ister ordular 5 ay savaşır kıtlık
olur daha fazla insan ölmesin diye barış yapılır ve İran’ın kuzey tarafı
Turanlılara verilir. Bir zaman sonra Zev ölünce Efrasiyab tahtı almak için tekrar
savaş ilan eder, İranlılar tekrar Zal’ den yardım ister, Zal’ de yerine oğlu
Rüstemi gönderir. Yapılan savaşı Rüstem kazanır tahta Keykubat’ı çıkartır. Keykubat ölünce yerine Keykavus tahta geçer. Keykavus Araplara yaptığı
ziyaret esnasında tutsak edilir, Efrasiyab bunu fırsat bilip saldırır ancak
Rüstem Keykavus’u kurtarır ve İran ordularını hazırlar. Yapılan savaşı
Efrasiyab kaybeder barış yapılır. Efrasiyab her şeyi bırakıp bir adaya gitmeye
karar verir ancak o dönem İran tahtında olan Keyhüsrev peşini bırakmaz ve adayı
bulur. Ada da Efrasiyab kaçacakken onu yakalar ve boğarak öldürür. Şehname’yi
Firdevsi yazdığı için burada taraflı davranarak destanın sonunu kendi
milletinin hoş karşılayacağı gibi yazmış olma olasılığı yüksektir, destanın elimizde kalan parçalarından anladığımız kadarıyla Keyhüsrev barış için bir ziyafet düzenler Efrasiyabı da
çağırır ve orda bir hile ile öldürür.
Alp
Er Tunga öldi mü?
Issız
ajun kaldı mu?
Ödlek
öçin aldı mu?
Emdi
yürek yırtılır?