16 Mayıs 2023 Salı

 

Mete Han’dan Sonra Hunlar

Mete Han MÖ 174’te ölünce yerine en büyük oğlu Ki-Ok Çinlilerin kullanımıyla Lao Şang geçti.  Ki-Ok döneminde Çin, Hun askeri sistemini ve taktiklerini benimseyen reform hareketini başlattı ayrıca Hunlarla ticareti geliştirmek için kuzey sınırlarına küçük pazarlar açmaya başladı, bu pazarların amacı Hunları rahat bir yaşama alıştırarak Çin’e muhtaç etmekti. Çinlilerin Hunlar hakkında detaylı bilgiler edinmesini sağlayan Çinli vezir Chung Hang-Yüeh bu dönemde Hun merkezine elçi olarak gelmiştir. MÖ 166 yılına kadar Ki-Ok’un herhangi bir akın düzenlediği görülmedi, bu tarihte Ki-Ok babası Met Han’ın en büyük düşmanı olan Yüeçiler üzerine yürüdü yapılan savaşlar sonucunda Yüeçi Han’ı öldürüldü ve Yüeçiler yurtlarından ayrılarak Büyük Yüeçiler İli Nehri havzasına, Küçük Yüeçiler Tibet Platosuna göç ettiler. Ayrıca Yüeçi Han’ının kafatasından şarap kadehi yaptırılması hem bu zaferin büyüklüğünü göstermesi hem de İskit geleneğinin uygulanması açısından bozkır tarihi için önemlidir. MÖ 165 yılında Ki-Ok 140 bini bulan Hun ordusuyla Çin üzerine akın düzenlenmiş birçok ganimet elde edilmesiyle geri dönmüş ancak MÖ162 yılına kadar bu akınlar sürekli düzenlemeye devam edilmiştir. Çin İmparatoru Wen, Mete Han zamanındaki barış dönemine vurgu yaparak ancak barış yapabilmiştir. Ki-Ok MÖ 161 yılında ölünce yerine oğlu Kün-Çin geçti. Kün-Çin 34 yıllık hükümranlığı ile en uzun süre Hunları yöneten Şanyu olduğu bilinmektedir. Genel olarak barış ve huzur dönemi olarak kabul edilen bu dönemde Çin’in Hun reformları sonuçlarını vermeye başladığı dönem olarak kabul edilir. Ayrıca Çin iç karışıklardan sıyrılarak günümüzdeki Vietnam’a kadar olan geniş coğrafya ya hükmetmeye başlamıştır. Kün-Çin ölünce yerine kardeşi İçihise geçti. İçihise döneminde Hunlar, Çin politikaları sonucunda rahata kavuşmuşlar sürekli Çin ticari mallarına dayanan bir toplum olmaya başlamışlar. Bu dönemde başlayan bozkırdaki kıtlıkta eklenince Hunlar zor duruma düşmeye başlamışlardır. MÖ 119 yılında Hunlar, Han ordusuna karşı büyük bir bozguna uğradı fakat bu çatışmalarda Çin at yetiştiriciliği büyük bir darbe yediği için bozkırda Hun hakimiyeti devam etti. MÖ 102 yılından MÖ 73 yılına kadar geçen dönemde ipek yolu için Hun ve Han orduları sürekli karşı karşıya geldi, bu savaşların sonunda ipek yolunu Han Çinlileri tamamen hakimiyeti altına aldılar.  MÖ 56 yılında Hun tahtında Ho-Han-Yeh bulunuyordu, Ho-Han-Yeh artan kıtlık ve dağılan Hun birliğinden ötürü Çin’e sığınmak istedi ancak yapılan Toyda kardeşi Çi-Çi şiddetle bu teklifi reddetti. Yapılan savaş sonucunda Çi-Çi galip geldi ve Hunlar Batı ve Doğu olmak üzere bölündüler.


               Batı ve Doğu Hun Devletleri: Çi-Çi MÖ 54 yılında Batıya göç ederek Talas Irmağı civarında göçebe yaşamı terk ederek etrafı surlarla çevrili bir şehir kurdu ve kendisine başkent yaptı fakat bu hamle göçebe yaşama ve hareketli savaş taktiklerini benimseyen Hunlar için büyük bir hata oldu. MÖ 36 yılına kadar Hazar denizi kıyılarına devletini genişletti amacı tekrardan Büyük Hun devletinin gücüne kavuşmaktı ancak sert davranışları nedeniyle etrafındaki boylar arasında anlaşmazlıklar çıktı tavrını daha da sertleştiren Çi-Çi bu boyların kendisinden ayrılıp daha da batı’ya göç etmesine sebep oldu. MÖ 35 yılında Çin saldırılarına engel olamayınca başkent kuşatıldı, şehir savunmasına alışık olmayan Hunlar kısa sürede yenildi ve Çi-Çi Kağan ailesiyle beraber öldürüldü, böylece Batı Hun devleti yıkılmış oldu.  

               Batı’da bu gelişmeler olurken Çin’e sığınan Doğu Hunları Çin’den gelen desteklerle hayatta kalmış, Çin’in düşmanı Vang’a karşı savaşmışlardır. Ho-Han-Yeh ölünce yerine Hudur-Şi-Dagao geçti o da ölünce yerine Panu geçti. MS 48’de Pi, Panu’nun hükümranlığını kabul etmeyince etrafındaki 8 boyla beraber Güney göç ederek bağımsızlığını ilan etti böylece Doğu Hunları Güney ve Kuzey olarak ikiye ayrıldı.

               Güney Hunları: Pi her ne kadar bağımsızlığını ilan etse de Çin gölgesi altında yönetilmeye mecbur kaldı. Pi, kendisini tüm Hunların Şanyu’su olarak görüyordu bu sebeple defalarca kez Panu’nun yönettiği Kuzey topraklarına saldırdı ancak her defasında geri püskürtüldü. Çinliler Güney Hunlarını başta Kuzey Hunları olmak üzere bozkır kavimlerine karşı tampon bölge olarak kullandılar. Güney Hun toprakları Çi-Çi Kağanın egemen olduğu Talas’ın doğusundan başlayıp Çine kadar, Çin seddinin kuzeyinden gobi çöüne kadar olan coğrafyayı kapsıyordu. Güney Hunları iç karışıklıklar, kıtlık ve Çinlilerin baskısı sonucunda MS 216 yılına kadar yaşamıştır.

               Kuzey Hunları: Panu, Pi Kağanın 8 boyla beraber ayrılmasıyla Kuzeye Baykal gölü çevresine göç ederek bağımsızlığını ilan etti. Panu bölgede otoritesini sağlamlaştırmaya fırsat bulamadan Pi ve Çin ordusunun baskınlarıyla yüzleşti fakat bu baskınları geri püskürttü, Panu’nun daha sonraki baskınlardan birinde öldüğü düşünülür. Güneyden Pi’nin ardılı olan Hunların ve kuzey bozkırlarından çıkıp gelen Tiele baskınları sonucunda batıya doğru kaydılar. MS 181 yılında Sienpi Han’ı Tan Şıhuay Kuzey Hunlarını üst üste yenerek daha da batıya itmiştir. Böylece Kuzey Hunları yaklaşık 100 yıl içinde Baykal gölünden Hazar denizi kıyılarına itilmiştir. Çi-Çi Han’ın baskısından kaçan Hun boyları ile karışan Kuzey Hunları MS 350 yılına kadar küçük gruplar halinde Hazar bozkırlarından Avrupa’ya göç ederek Avrupa Hun devletini kurmuşlardır.

               Asya da kalan diğer bir Kuzey Hun grubu ise Afganistan bölgesine göç ederek bölgedeki yönetim boşluğundan yararlanarak Ak-Hun ya da Eftalit devletini kurmuşlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder